Django Reinhardt

Tüm zamanların en önemli gitaristlerinden biri olarak kabul edilen Jean “Django” Reinhardt, Amerikan cazını etkileyen en önemli Avrupalı müzsiyenlerden biri haline gelmiş ve kendisinden sonra gelen pek çok müzisyene ilham kaynağı olmuştur. Reinhardt, geçirdiği trajik bir kazanın ardından, gitar sololarında sol elinin yalnızca işaret ve orta parmaklarını kullanabilir hale gelmiş; fakat bu kaza onun yeni bir caz gitar tekniği geliştirmesine neden olmuştur. Zaman zaman “hot” caz gitar olarak da adlandırılan bu teknik, Fransız çingene müziği kültüründe önemli bir gelenek olmuş ve Reinhardt’ı efsane mertebesine yükseltmiştir. Django’nun Minor Swing, Daphne, Belleville, Djangology, Swing ’42 ve Nuages gibi en bilinen besteleri, caz standartları haline gelmiştir.

Şüphesiz ki Reinhardt, cazın ilk önemli solo gitaristlerinden biridir. Swing müziğini, Roman müzik geleneğiyle ve sıradışı tekniğiyle birleştirmesi, onun eşsiz ve efsanevi bir müzisyen olmasına neden olmuştur.

Bir Fransız-çingene gitaristi ve bestecisi olan Reinhardt, 23 Ocak 1910 tarihinde, Belçika’daki Liberchies’de doğmuştur. Ailesinin Manuş ya da Fransız çingenesi olduğu söylenir. Resmi bir eğitim almamış ve çocukluğunda neredeyse hiç okuma yazma öğrenmemiştir.

Django Reinhardt, küçük yaşlarda gitar, banjo ve keman çalmaya başlamıştır. Çoğunlukla kendi kendine çalarak öğrenmiş, hiçbir zaman müzik konusunda okur yazar olmamıştır (ilerleyen yıllarda da, bestelerini başkaları kağıda dökmüştür). 12 yaşında kendisine bir banjo-gitar hediye edildiğinde, izlediği müzisyenlerin parmaklarını taklit ederek hızlıca bu enstrümanı çalmaya başlamıştır. 13 yaşına geldiğinde ise, artık geçimini müzisyenlikten sağlayabilecek durumdadır. Bu erken yaşlarda, Paris’teki kulüplerde çalmaya başlamıştır. En başta yaygın Fransız müziğini icra etse de, 1920’lerin ortasından sonra Amerikan cazına ilgi duymaya başlamış ve özellikle Duke Ellington, Louis Armstrong ve Joe Venuti’den etkilenmiştir.

DJango-Reinhardt-006

1928 yılında, henüz 18 yaşındayken, ilk karısı Florine “Bella” Mayer ile yaşadığı karavanda çıkan yangında, sol elinin dördüncü ve beşinci parmaklarında yanıklar sonucu sakatlık oluşmuş ve doktorlar, bir daha gitar çalamayacağını düşünmüştür. Ancak, yine bir gitarist olan kardeşi Joesph Reinhardt, ona yeni bir gitar almış ve Django, sancılı geçen on sekiz aylık sürecin sonunda, dördüncü ve beşinci parmakları kısmi olarak felçli kalmasına rağmen, gitarı yepyeni bir teknikle çalmaya başlamıştır. Tüm soloları, yalnızca iki parmağıyla atmakta, diğer iki parmağını ise sadece akorlar için kullanmaktadır. 1930 yılına gelindiğinde ise, Paris’in gece kulüplerinde yeniden çalmaktadır.

Kazanın ardından gelen birkaç yıl, Django için oldukça dönüştürücü olmuştur. Bu dönemde hem banjo-gitarı bırakıp gitara geçmiş, hem Amerikan cazına yoğunlaşmış, hem de kendisininkine benzer bir müzik anlayışına sahip olan kemancı Stephane Grapelli ile tanışmıştır. 1934 senesinde bu ikili, Thom Jurek tarafından “Kayıtlı caz tarihinin en özgün gruplarından biri” olarak tanımlanan Quintette du Hot Club de France’ı kurmuştur. Bu gruba, ikili haricinde, Reinhardt’ın kardeşi Joseph ve Roger Chaput gitar ile, Louis Vola ise bas ile dahil olmuştur. Zaman zaman Chaput yerine Reinhardt’ın en yakın arkadaşı Pierre “Baro” Ferret de grupta yer almıştır. Grup, vurmalı sesleri için de gitarları kullanmıştır ve yalnızca telli ve yaylı enstrümanlardan oluşan caz gruplarının en bilinenlerinden biri haline gelmiştir.

Quintette du Hot Club de France, ilk büyük ve önemli Avrupalı caz grubudur ve erken dönemlerinde Dinah, Lady Be Good gibi Amerikan şarkılarını yeniden yorumlamaları, onların hem Amerika’da hem de Avrupa’da nam salmalarına yardımcı olmuştur. Grup, böylelikle, II. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda önemli bir ün kazanmış ve Reinhardt da, uluslararası çapta bir ünlü haline gelmiştir. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde çalmış ve kıtaya gelen pek çok önemli Amerikalı müzisyenle kayıtlar gerçekleştirmiştir. 1937 senesinde, grubuyla beraber Chicago’yu kaydettiğinde, çarpıcı ve olağanüstü ilk Avrupalı caz müzisyeni olarak kabul görmüştür. Bu sıfatın nedeni, büyük bir melodik zenginlik ve kültürel mirasından gelen benzersiz kişisel tarzı ile ortaya çıkan yaratıcılığıdır. Reinhardt’ın armomi anlayışı, kayda değer tekniği ve ritim duygusu, onu mükemmel bir sanatçı haline getirmiştir.

Ayrıca Reinhardt, kendi özgün müziğini de üretmiştir. Söz konusu müzik, devraldığı kültürel miras ile en yeni caz ve swing türlerinin bir karışımını içerir. Bu grup ile ürettiği en meşhur eserlerinden bazıları Djangology, Bricktop ve Swing 39’dur. Bu dönemdeki tarzı “gypsy swing” ve “le jazz hot” olarak adlandırılır.
Öte yandan, II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde grup, İngiltere’de bir turnededir. Reinhardt, hemen Paris’e dönerken, Grapelli savaş süresince İngiltere’de kalmaya devam eder. Bir sonraki yıl ise, Naziler Fransa’nın kontrolünü ele geçirir. Reinhardt, pek çok çingenenin aksine, Naziler tarafından gerçekleştirilen ve binlerce çingenenin öldüğü soykırımı sağ salim atlatır. Bunun nedenlerinden biri, belki de, yaptığı müziği dinlemekten hoşlanan Almanlar’dır. Diğer yandan Reinhardt, savaş süresinin büyük bir bölümünde Paris’in kulüplerinde çalmaya devam edebilmiştir. Naziler, bir decereceye kadar bu şehri kendi eğlence alanları olarak görmüş gibidir.

Savaş sonrasında, 1946 senesinde ise Reinhardt, Duke Ellington’ın daveti üzerine Amerika’ya gitmiştir. Ellington, Django’nun hayranıdır ve ikili, savaştan önce halihazırda Paris’te tanışmıştır. Davet, Reinhardt’ın Ellington ile beraber Amerikan turnesine çıkmasına yöneliktir ve Django da teklifi kabul etmiştir.
Cleveland’da gerçekleştirilen ilk performanstan sonra, The Cleveland Press, “Dün Duke Ellington Cleveland’a geldi… Dünyadaki en ateşli gitaristi bu ülkeyle tanıştırdı.” yorumunu yapmıştır. Cleveland’deki bu performanstan sonra grup; Chicago’da, St Louis’de, Detroit’te, Kansas City’de ve Pittsburgh’de performanslar sergileyip, New York’taki Carnegie Hall’da iki gece üst üste tüm biletlerin satıldığı konserler vermiştir. Ancak Reinhardt, bir daha ABD’ye gitmemiş, onun yerine Avrupa’yı turlamaya devam etmiştir.

Reinhardt, 16 Mayıs 1953 tarihinde, henüz 43 yaşındayken, Paris’te bir kulüpte çaldıktan sonra, Avon tren istasyonundan evine doğru yürürken beyin kanaması geçirmiş ve hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra, yaklaşık on yıl kadar, bebop’ın swing’in önüne geçmesi ve rock’n roll’un doğuşuyla beraber, onun müziğine yönelik ilgi fazla yüksek olmamıştır. Ancak 1960’lı yılların ortaları, folk hareketiyle beraber akustik müziğe olan ilginin yeniden canlanışına sahne olunca, Reinhardt’ın müziğine olan ilgi de yeniden yükselişe geçmiştir.

Django+Reinhardt+-+The+Best+Of+Django+Reinhardt+-+DOUBLE+LP-369965

Reinhardt’ın müziği ve tekniği, B.B. King’den Carlos Santana’ya kadar çok farklı müzik türlerindeki gitaristleri etkilemiştir. Jeff Beck, onun için “Şimdiye kadarki en hayret verici gitarist…” ve “…bir miktar insanüstü” yorumlarını yapmıştır. Chet Atkins, Irving Ashby, John McLaughlin, Larry Coryell, Les Paul, Charlie Christian ve Wes Montgomery de, ondan etkilenen isimlerden bazılarıdır.

Grateful Dead grubundan Jerry Garcia ve Black Sabbath grubundan Tony Iommi de, bir kaza esnasında parmaklarını kaybettiklerinde, Reinhardt’tan ilham almışlardır. Jerry Garcia, 1985 yılında Frets Dergisi’ne şu sözleri söylemiştir: 

“Tekniği mükemmel! Bugün bile, hiç kimse onun çaldığı noktaya gelemedi. Ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, onun olduğu yere ulaşamadılar. Bir sürü kişi hızlı çalıyor ve bir sürü kişi de temiz çalıyor ve gitar, hız ve temizlik açısından çok yol kat etti; fakat hiç kimse Django’nun çaldığı gibi, anlatımın bütünlüğüne ulaşarak çalamıyor. Demek istediğim, inanılmaz hızın – isteyebileceğiniz tüm hızın – ve aynı zamanda her notanın kendine özel bir kişiliğe sahip olmasının bir karışımı. Böyle bir şeyi duyamazsınız. Ben böyle bir şeyi yalnızca Django’dan duydum.”

1

Django Reinhardt ismi, pek çok filmde de karşımıza çıkar. Örneğin, 2003 tarihli bir animasyon filmi olan Les Triplettes de Belleville’in açılış sahnesinde Reinhardt vardır. Woody Allen’in 1999 tarihli Sweet and Lowdown filmi de, Django Reinhardt takıntısına sahip bir Amerikalı gitaristi anlatır. Head in the Clouds filminde ise Reinhardt, gitarist John Jorgenson tarafından canlandırılmıştır. Swing Kids filminde de, Hitler taraftarları tarafından sol eli ezilen Arvid karakterinin idolü, yine Reinhardt’tır.

Django’nun ölümünden sonra, 1958 yılında, yönetmen Paul Paviot tarafından Django Reinhardt isimli bir belgesel çekilmiştir. Bu belgesel Grapelli, Rostaing ve Joseph Reinhardt tarafından icra edilen müzikleri de içerir. Her sene Reinhardt’ın doğduğu yer olan Belçika’daki Liberchies’de onun anısına bir festival düzenlenmektedir. Django’nun iki oğlu, Lousson ve Babik de, babaları gibi gitarist olmayı tercih etmiş ve bu yolda ilerlemiştir.

Kaynaklar
http://www.hotclub.co.uk/
http://en.wikipedia.org/wiki/Django_Reinhardt
http://www.pbs.org/jazz/biography/artist_id_reinhardt_django.htm
http://www.biography.com/people/django-reinhardt-9454889?page=1
http://www.biography.com/people/django-reinhardt-9454889?page=2

google+

linkedin

Leave a Reply

Widget Area

This section is widgetized. To add widgets here, go to the Widgets panel in your WordPress admin, and add the widgets you would like to Right Sidebar.

*This message will be overwritten after widgets have been added