Bir sokak jazz dans türü olarak ortaya çıkmış, Afrika kökenli bir Amerikan dansının salon dansı olduğunu söylemek kulağa pek de inandırıcı gelmiyor aslında. Daha sonraları swing dansının kutsal mabedi haline gelecek olan Savoy Balo Salonu’nun, dansın gelişiminde oynadığı rol, bu tanımlamanın en önemli sebebi galiba. Farklı kültürlerin bir araya gelip aynı pistte buluştuğu, siyahların beyazlarla bir arada dans edebildiği etkileyici bir yer olan Savoy, kendi stilini yaratmış bir balo salonu. Temelinde bir salon dansı olmasa da, buna evrilmeyi başaran Swing, giyim konusunda da bu ikilemi sonuna kadar yaşıyor aslında. Bir salon beyefendisinden beklendiği gibi sakin ve sofistike bir tarzı olan Swing, kendi içerisinde yaşadığı enerji patlamalarını aksesuarlardan yardım alarak gösteriyor bizlere.
Kökeni yaklaşık 100 yıl öncesine dayanan bir dansın, o dönemin tarzından etkinlenmemesi düşünülemez. Günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılan vintage ve retro akımı, swing’in de beslendiği temel kaynak. 1920 yılından 1990 yılına kadar üretilen giysi ve aksesuarların ikonik örnekleri vintage başlığı altında toplansa da bir stil olarak sınırları esnemeye oldukça müsait. Retro ise bahsi geçen dönemin tarzını esas alan ve orjinaline uygun reprodüksiyonlardan oluşan bir konsept. Swing’in sadece müzik ve danstan ibaret olmadığını, modayı önemli ölçüde etkilediğini söylemek mümkün. Swing’in doğasına uygun kıyafetler giyildiğinde, çok daha keyifli bir dans çıkıyor ortaya. Uçuşan etekler, havalı kasketler , zarif şapkalar, karizmatik pantolon askıları dans pistinin olmazsa olmazları.
Swing’de erkek modasına geldiğimizde de doğduğu dönemin etkilerini görüyoruz. 20 yüzyılın başından beri çok fazla değişim göstermeyen takım elbiseler, erkek dansçıların vazgeçilmezi durumunda. Ceket ve pantolondan oluşan takımlar, pantolon askıları ve papyonlarla tamamlanarak kullanılıyor. Bununla birlikte yelek de çoğu zaman takımın cazibesi arttıran bir detay olarak göze çarpıyor. Pantolon askısı, papyon ve şapkalar takım elbiseyi farklılaştıran önemli aksesuarlar durumunda.
1930’lu yıllarda moda olan, uzun, geniş pleli ve çok geniş pantolondan oluşan Zoot Suit’lerde, swing dansçılar tarafından tercih edilen kıyafetlerden. Dansçılar genellikle bu tarz elbiseleri, fötr şapka, kısa kravat ve cep saatiyle kombinlemeyi tercih ediyorlar.
Geçmişe dönüp baktığımızda özellikle ordu üniformalarının, swing dansçıları tarafından sıklıkla tercih edildiğini görüyoruz. 2. Dünya Savaşı Dönemi’nde, askerlerin her yerde üniformalarını giyiyor olmasından dans pistleri de etkilenmiş görünüyor. Ancak günümüz şartlarında, bu tarz üniformaları bulmanın çok zor olması sebebiyle, artık tercih edilmiyorlar. Erkek dansçılar tarafından, o askeri havayı yaratabilmek adına, asker yeşili pantolon – gömlek kombinasyonlarının denendiğini görmek mümkün.
Ayakkabılara geldiğimizde, en uygun swing ayakkabısının, işlevsellikle görüntüyü birleştiren ayakkabı olduğunu söyleyebiliriz. Swing ayakkabısı çok farklı bir tasarıma veya renge sahip olabilir. Dans ederken giyilen ayakkabının yumuşak bir deriden yapılmış olması, hafif olması, düz bir tabana sahip olması en önemli tercih sebebi. Swing ayakkabılarında ana akım iki renkli ayakkabılar. Genelde siyah ve beyaz olmakla birlikte, bir çok farklı renk kombinasyonu bulunabilen bu ayakkabıların, erkekler arasında en çok tercih edilen modelleri “Wing Tip” ve “Captoe”.
Sonuç olarak, swing’de erkek modası doğduğu dönemin kıyafetlerinin modern çizgilerle revize edilmesi sonucu oluşuyor. Her zaman uçuşan eteklerin, havalı kasketlerin , zarif şapkaların arasında dans etmek dileğiyle..