Skip to content Skip to footer

Skye Humphries Röportajı (Bölüm 1)

Skye Humphries modern Lindy hop’un altın çocuğu olarak anılır. Dehası ve zarif hareket kabiliyetiyle birleştirdiği dansıyla Lindy hop’un gelenekten kopmadan yeni ufuklara yelken açmasını sağlamış, bu dansın tüm zamanlarının en özgün dansçılarından biri olmayı başarmıştır. Aynı zamanda, 2012 yılında İstanbul’da, Swing İstanbul tarafından birincisi gerçekleştirilen Orient Lindy Express‘te hocalık yapmış olan Skye, 18-22 Eylül 2014’te tekrar gerçekleştirilecek olan bu festivale partneri Frida Segerdahl ile katılacaktır.

Aşağıdaki röportaj bir dergide ”The Party’s Just Begun” isiminde bir makale için kaleme alınmıştır. Ancak Skye Humphries’in 12 sayfalık cevabının sadece bir kaç cümlesi burada yer bulabilmiştir. Bunun üzerine röportajın tam metni Lindy hop ile ilgili “Wandering&Pandering” isimli bir internet blogunda yayınlanmıştır. Röportaj çok uzun olduğu için 3 bölüme ayrılmıştır.

Röportaj Skye’ın Lindy Hop’a bakışı ve genel anlamda vizyonu konusunda oldukça doyurucu bir içeriğe sahip. Sözlerimi müthiş bir Skye videosuyla tamamlayıp, sizi röportajla baş başa bırakıyorum.

[youtube url=”http://www.youtube.com/watch?v=18IkHPqY1nU&feature=youtu.be” width=”560″ height=”350″][blockquote]

Bir ayak hareketinin belli bir yerini yapamadığımda, kendime göre bir çaresini buluyordum. Öğrendiğim şeyleri bana ait kılmanın yolunu hızla öğrendim.

[/blockquote]

Genel anlamda dansla tanıştırılmanız nasıl oldu? Swing’e başlamadan önce dans eğitimi almış mıydınız? Eğer swing ilk dansınızsa, sizi buna çeken şey neydi? Dansçı olmak istemenizi ne sağladı?

Özellikle dansa olmasa da harekete karşı her zaman bir ilgim vardı.

Hep bir palyaço olmak isterdim. Chaplin, Laurel ve Hardy, Keaten ve Harol Lloyd gibi eski filmleri çok severdim. Ben ve erkek kardeşlerim eski filmlerde gördüğümüz abartılı güldürüleri, yürüyüşleri ve milyonlarca diğer küçük hareketi tekrar canlandırırdık. Bu filmleri seyredip sonrasında kendim denediğimde oyuncuların hareket etme tarzından ve belli hareketlerin verdiği hislerden çok hoşlanırdım.

Chaplin, bir tek kelime etmeden insanı güldürüp hemen ardından ağlatabilir ve biraz sonra da neşelendirebilir. Chaplin oldukça çarpıcıdır. Onun, bazı küçük hareketlerin özünü ortaya çıkarmasına bayılırdım. Onun çalışmaları danstır, saf dans. Gerçekçi, zarif ve güzel.

Annem, Lindy hop dansı yapardı. Hep, benim de bu danstan hoşlanacağımı düşünmüştür. Bana ”Hellzapoppin” ve ”Day at the Races” gibi filmlerin dans sahnelerini izletirdi.

Bu filmlerden oldukça etkilenirdim ve dansa karşı da ilgim vardı, ancak ufaktım ve bu kişilerin dans ettiğini hiç aklımdan geçirmiyordum. Dans, havalı olarak değerlendirilen bir şey kesinlikle değildi.

Nihayetinde annem dansı denemeye beni ikna etti. Bill Borgida gençlere dersler veriyordu (ben 11 veya 12 yaşlarındaydım). Okulumdaki, anne ve babaları da dans eden bazı arkadaşlarla bu derslere katıldım.

ACS (Alternative Community School) adında bir okula gidiyordum. Burada ilgi alanlarımızın peşinden gitmemiz ve kendi öğrenim şekillerimizi geliştirmemiz teşvik ediliyordu. Dansı öğrenmeye başlamamızla hemen hemen aynı anda, kendi okulumuzda öğretmeye başladık ve arkadaşlarımızı da bu dansa kattık. Okulumuz bize yer ve zaman ayırıp, dansa olan ilgimizi aksettirebilmemiz için kendi müfredatımızı şekillendirmemize de izin verirdi.

Hocalarımız oldukça teşvik ediciydi ve tarih, sosyoloji, siyaset, medya gibi derslerimizle dans arasında bağlantılar kurmamıza yardım ediyordu.

Ithaca’da harika bir atmosfer yaratan ve güzel danslar düzenleyen inanılmaz bir topluluk vardı. Durmadan sosyal danslara gitmeye başladık. ISDN (Ithaca Swing Dance Network) en iyi uluslararası hocalarla atölyeler düzenliyor ve çocukları her zaman destekliyordu.

Danslara arkadaşlarımla beraber gidiyordum. Sonrasında ise Bill küçük bir grup oluşturdu ve birçok performans sahnelemeye başladık.

Çok geçmeden kendi dans grubumuzu kurup yönetmeye, ardından da performanslar sergilemeye, yarışmalara katılmaya ve en sonunda da hocalık yapmaya başladık.

Şahsen, başlarda derslerde kendimi çok rahat hissetmiyordum. Yavaş öğrenen bir insandım ve bu dansı anlamakta güçlük çekiyordum. Lindy hop çok açık uçlu ve kişisel bir dans olduğundan geleneksel bir sınıf çerçevesinde öğrenilmesi zor olabiliyor. Sayıları ve tüm ayak hareketlerini öğrenmekte oldukça zorlandım.

Ancak dans etmeye gittiğimde sınıfta yaşadığım asap bozukluğunun eriyip gittiğini hatırlayabiliyorum. Piste çıktığımda dansın özgürlüğünü çok çabuk kavrıyordum. Zayıf noktam olan hocanın bize gösterdiği hareketleri hatırlayıp tekrar edemememi dans pistinde güçlü noktalarım haline nasıl getirebileceğimi görüyordum. Bir ayak hareketinin belli bir yerini yapamadığımda, kendime göre bir çaresini buluyordum. Öğrendiğim şeyleri bana ait kılmanın yolunu hızla öğrendim.

Bana göre, beni dansa çeken annem, arkadaşlarım, okulum ve Ithaca’daki güçlü dans topluluğu idi. Dansa başladıktan sonra devam etmemi sağlayan şey, inanılmaz özgürlük duygusuydu. Beni teşvik eden ise kendi dansımı bulabilme tarzımdı. Lindy hop, toplumu reddetmeden, onu kucaklayarak bireyselliği ve kendini ifade etmeyi sağlar.

Tabii ki dansı büyüleyici de buluyordum. Lindy hop, insanları müzikte bir araya getirir ve bu klasik bir bileşimdir. İnsanoğlu bunu daima yapmıştır. Bundan daha kudretli bir şey olmamıştır.

Frida and SkyeLindy hop’un ana hareketleri nelerdir?

Lindy hop’un temel hareketi Swing Out’tur: Sekiz vuruşta yapılan partnerlerin bir araya gelip sonra tekrar ayrıldığı dairesel bir hareket. Daha önce bu kadar kusursuzca bir araya konulmuş bir şey görmedim. Bundan çok yönlü ve anlamlı bir temel, başka danslarda da hiç görmedim.

20’lerin ünlü dans adımı olan Charleston, Lindy hop için çok önemlidir.

Daha başka klasik adımlar ve bileşimler de var, ancak bu ikisi benim için en önemlileridir.

Lindy hop kümülatif bir danstır, kendinden önce gelen her şeyin küçük bir izini taşır. Bugün de, ufak tefek şeyleri kendinde toplamaya devam etmektedir. Bir çok şeyi kapsaması için alanı bulunan, genişleyen bir danstır.[blockquote]

Lindy hop, tıpkı dans edildiği müzik gibi basit bir yapıya dayanır; sınırlayıcı olması gerekirken aslında bunun tam tersi geçerlidir. Yapının basitliği büyük bir karmaşıklığa olanak sağlar. [/blockquote]Lindy hop hareketleri doğaçlama mıdır? Planlanmış hareketler midir? Yoksa her ikisi de mi?

Lindy hop hem planlanmış hem de doğaçlamadır. Lindy hop’u yapmak için birçok yol vardır, fakat hem doğaçlama dans etmek için hem de planlı dans etmek için yer bulunmaktadır.

Muhtemelen birçok dansçı benimle aynı görüşte olacaktır; bu dansın doğaçlama vurgusu daha ağır basmaktadır ve tabii ki geleneksel olarak bu dans planlı olmaktan çok, doğaçlama üzerine kurulmuştur.

Birçok hareket eski kuşaklardan günümüze ulaşmış veya filmlerden alınarak resmiyet kazandırılmıştır. Ancak pek çok hareket de doğaçlama şekilde yapılmaktadır veya partnerlerin bir araya gelip tekrar uzaklaştıkları Swing Out gibi bazı hareketlerde her ikisine de (planlılık ve doğaçlamaya) yer vardır.

Swing out’un partnerleri bir araya getiren ve birbirinden ayıran belli bir temel şekli vardır. Partnerler birbirlerinden ayrıldıklarında doğaçlama yapacak alan bulunmaktadır. Swing Out, danstaki bu gerilimi somutlaştırıp uzlaştırır: Eşler bir araya geldiklerinde aralarında oluşan bağlantı ve uzaklaştıklarında bireysel olarak özgürlükleri. Birçok kişi, Lindy hop’un asıl yeniliğinin ”break-away” (birbirinden ayrılma) olduğuna işaret eder. Şüphesiz bu – ve imkân verdiği özgürlük – temel adımın bütünleyici bir parçasıdır ve buradan dansın geri kalanına biçim verir.

Lindy hop, tıpkı dans edildiği müzik gibi basit bir yapıya dayanır; sınırlayıcı olması gerekirken aslında bunun tam tersi geçerlidir. Yapının basitliği büyük bir karmaşıklığa olanak sağlar. Lindy hop taze bir danstır, çünkü mükemmel bir iletişime imkân sağlayan belli yapıları (eşler, temel bir adım, sürekli basit bir ritim) bulunmaktadır.

Leave a comment

0.0/5